4 Mayıs 2008 Pazar

Osmanli Vezirleri

Osmanli Vezirleri

--------------------------------------------------------------------------------

Padişahlar
Sadrazamlar

I. Osman
Orhan Gazi
Alaüddin Paşa (İlk sadrazam)
Gündüz Alp (İnönü Beyi)
Hasan Alp (Yarhisar Beyi)
Turgut Alp (İnegöl Beyi)
Konur Alp
Abdurrahman Gazi
Samsa Çavuş
Köse Mihal Gazi
Yutulmuş Birader
Ak Temür (Osman Gazi'nin torunudur)
Karamürsel
Akçakoca
Saltuk Alp
Taz Ali
Akbaş
Mahmut Alp
Karaoğlan
Kara Tekin
Candarlı Mevlana Kara Halil
Aydoğdu

Orhan
Alaüddin Paşa
Süleyman Paşa
Mahmutoğlu Nizamüddin Paşa
Hacı Paşa
Sinanüddin Yusuf Paşa

I. Murad
Sinanüddin Yusuf Paşa
Çandarlı Kara Halil Hayreddin
Çandarlı Ali Paşa

I. Bayezid
Çandarlı Ali Paşa

I. Mehmed
Osmancıklı İmam-zade Halil Paşa
Çandarlı İbrahim Paşa
Amasyalı Bayezid Paşa

II. Murad
Amasyalı Bayezid Paşa
Çandarlı İbrahim Paşa
Amasyalı Hızır Danişmendoğlu Koca Mehmed Nizamüddin Paşa
Çandarlı Halil Paşa

II. Mehmed
Çandarlı Halil Paşa
Mahmud Paşa
Rum Mehmed Paşa
İshak Paşa
Gedik Ahmed Paşa
Karamani Mehmed Paşa

II. Bayezid
İshak Paşa
Davud Paşa
Hersek-zade Ahmed Paşa
Çandarlı İbrahim Paşa
Mesih Paşa
Hadım Ali Paşa
Koca Mustafa Paşa

I. Selim
Koca Mustafa Paşa
Hersekzade Ahmed Paşa
Dukakinoğlu Ahmed Paşa
Hadım Sinan Paşa
Yunus Paşa
Piri Mehmed Paşa

I. Süleyman
Piri Mehmed Paşa
İbrahim Paşa
Ayas Mehmed Paşa
Lütfi Paşa
Hadım Süleyman Paşa
Rüstem Paşa
Kara Ahmed Paşa
Semiz Ali Paşa
Sokullu Mehmed Paşa

II. Selim
Sokullu Mehmed Paşa
Semiz Ahmed Paşa
Lala Mustafa Paşa
Koca Sinan Paşa
Kanijeli Siyavuş Paşa
Özdemiroğlu Osman Paşa
Mesih Paşa
Ferhad Paşa

III. Murad
Sokullu Mehmed Paşa
Semiz Ahmed Paşa
Koca Sinan Paşa
Kanijeli siyavuş Paşa
Özdemiroğlu Osman Paşa
Mesih Paşa
Ferhad Paşa

III. Mehmed
Ferhad Paşa
Koca Sinan Paşa
Lala Mehmed Paşa
Damad İbrahim Paşa
Cığala-zade Sinan Paşa
Hasan Paşa
Cerrah Mehmed Paşa
Yemişçi Hasan Paşa

I. Ahmed
Malkoç Ali Paşa
Lala Mehmed Paşa
Derviş Mehmed Paşa
Kuyucu Murad Paşa
Nasuh Paşa
Öküz Mehmed Paşa
Halil Paşa

II. Osman
Halil Paşa
Kara Mehmed Paşa
Güzelce Ali Paşa
Ohrili Hüseyin Paşa
Dilaver Paşa

IV. Murad
Kemankeş Kara Ali Paşa
Çerkes Hasan Paşa
Müezzinzade Hafız Ahmed Paşa
Halil Paşa
Hüsrev Paşa
Topal Recep Paşa
Tabanı Yassı Mehmed Paşa
Bayram Paşa
Tayyar Mehmed Paşa
Kemankeş Kara Mustafa Paşa

İbrahim
Kemankeş Kara Mustafa Paşa
Civan Kapıcıbaşı Sultanzade Semin Mehmed Paşa
Salih Paşa
Kara Musa Paşa
Hezarpare Ahmed Paşa
Mehmed Paşa

IV. Mehmed
Sofu Mehmed Paşa
Kara Murad Paşa
Melek Ahmed Paşa
Siyavuş Paşa
Gürcü Mehmed Paşa
Tarhuncu Ahmed Paşa
Derviş Mehmed Paşa
İpşir Mustafa Paşa
Süleyman Paşa
Deli Hüseyin Paşa
Zurnazen Mustafa Paşa
Boynueğri Mehmed Paşa
Köprülü Mehmed Paşa
Köprülüzade Fazıl Ahmed Paşa
Merzifonlu Kara Mustafa Paşa
Kara İbrahim Paşa
Sarı Süleyman Paşa
Siyavuş Paşa

II. Süleyman
Siyavuş Paşa
Nişancı Mehmed Paşa
Bekri Mustafa Paşa
Köprülüzade Fazıl Mustafa Paşa

II. Ahmed
Köprülüzade Fazıl Mustafa Paşa
Arabacı Ali Paşa
Çalık Ali Paşa
Bozoklu Bıyıklı Mustafa Paşa
Sürmeli Ali Paşa

II. Mustafa
Sürmeli Ali Paşa
Elmas Mehmed Paşa
Amcazade Hüseyin Paşa
Daltaban Mustafa Paşa
Rami Mehmed Paşa

III. Ahmed
Kavanoz Nişancı Ali Paşa
Enişte Hasan Paşa
Kalaylıkoz Ahmede Paşa
Baltacı Mehmed Paşa
Çorlulu Ali Paşa
Köprülü-zade Damad Numan Paşa
Baltacı Mehmed Paşa
Ağa Yusuf Paşa
Silahdar Süleyman Paşa
Hacı Halil Paşa
Nişancı Mehmed Paşa

I. Mahmud
Damad Mehmed Paşa
Kabakulak İbrahim Paşa
Topal Osman Paşa
Hekimoğlu Ali Paşa
Gürcü İsmail Paşa
Seyyid Mehmed Paşa
Muhsin-zade Abdullah Paşa
Yeğen Mehmed Paşa
Hacı İvaz Mehmed Paşa
Nişancı Hacı Ahmed Paşa
Hekimoğlu Ali Paşa
Seyyid Hasan Paşa
Tiryaki Hacı Mehmed Paşa
Boynueğri Seyyid Abdullah Paşa
Mehmed Emin Paşa
Bahir Mustafa Paşa

III. Osman
Bahir Mustafa Paşa
Hekimoğlu Ali Paşa
Başdefterdar Naili Abdullah Paşa
Bıyıklı Ali Paşa
Mehmed Said Paşa
Bahir Mustafa Paşa
Koca Ragıp Mehmed Paşa

III. Mustafa
Koca Ragıp Mehmed Paşa
Hamza Hamid Paşa
Bahir Mustafa Paşa
Muhsin-zade Mehmed Paşa
Hamza Mahir Paşa
Hacı Mehmed Emin Paşa
Moldovancı Ali Paşa
İvaz-zade Halil Paşa
Silahdar Mehmed Paşa
Muhsin-zade Mehmed Paşa

I. Abdülhamid
Muhsin-zade Mehmed Paşa
İzzet Mehmed Paşa
Derviş Mehmed Paşa
Darendeli Cebecizade Mehmed Paşa
Kalafat Mehmed Paşa
Seyyid Mehmed Paşa
İzzet Mehmed Paşa
Hacı Yeğen Mehmet Paşa
Halil Hamid Paşa
Şahin Ali Paşa
Koca Yusuf Paşa

III. Selim
Koca Yusuf Paşa
Meyyit Hasan Paşa
Gazi Hasan Paşa
Çelebizade Şerif Hasan Paşa
Koca Yusuf Paşa
Damat Melek Mehmed Paşa
İzzet Mehmed Paşa
Yusuf Ziyaüddin Paşa
Hafız İsmail Paşa
İbrahim Hilmi Paşa

IV. Mustafa
İbrahim Hilmi Paşa
Çelebi Mustafa Paşa

II. Mahmud
Alemdar Mustafa Paşa
Memiş Paşa
Yusuf Ziyaüddin Paşa
Laz Ahmed Paşa
Hurşid Ahmed Paşa
Mehmed Emin Rauf Paşa
Derviş Mehmed Paşa
Seyyid Ali Paşa
Benderli Ali Paşa
Hacı Salih Paşa
Hamdullah Paşa
Ali Paşa
Mehmed Said Galip Paşa
Benderli Selim Sırrı Paşa
İzzet Mehmed Paşa
Reşid Mehmed Paşa
Mehmed Emin Rauf Paşa

I. Abdülmecid
Koca Hüsrev Mehmed Paşa
Mehmed Emin Rauf Paşa
İzzet Mehmed Paşa
İbrahim Sarım Paşa
Mustafa Reşid Paşa
Mehmed Emin Rauf Paşa
Damad Mehmed Ali Paşa
Mustafa Naili Paşa
Mehmed Emin Ali Paşa
Mehmed Ali Paşa
Mehmed Emin Paşa
Mehmed Rüştü Paşa

Abdülaziz
Mehmed Emin Paşa
Ali Paşa
Mehmed Fuad Paşa
Yusuf Kamil Paşa
Mütercim Rüştü Paşa
Mehmed Emin Ali Paşa
Mahmud Nedim Paşa
Mithat Paşa
Ahmed Esad Paşa
Mehmed Rüşdü Paşa
Hüseyin Avni Paşa
Esad Paşa

II. Abdülhamid
Mütercim Rüştü Paşa
Mithat Paşa

V. Mehmed
Hüseyin Hilmi Paşa
Hakkı Paşa
Said Paşa
Gazi Ahmed Muhtar Paşa
Kamil Paşa
Mahmud Şevket Paşa
Said Halim Paşa
Talat Bey

VI. Mehmed
Talat Paşa
Ahmed İzzet Paşa
Tevfik Paşa
Damat Ferid Paşa
Ali Rıza Paşa
Salih Paşa
Damat Ferid Paşa
Tevfik Paşa

Osmanlı Padişahların Eşleri

Osmanlı Padişahların Eşleri

--------------------------------------------------------------------------------

Padişahlar
Eşleri (Koyu yazılanlar dışındakiler kesin değildir.)

I. Osman
1- Mal Hatun; Anadolu Selçuklu Veziri Ömer Abdülaziz Bey'in kızı ve Orhan Gazi'nin Annesi
2- Rabi'a Bala Hatun; Şeyh Edebalı'nın kızı ve Şehzade Alaaddin'in annesi

Orhan
1- Nilüfer Hatun; Yarhisar Tekfurunun kızı ve I. Murad ve Şehzade Kasım'ın Annesi. Eski adı Holofiro
2- Asporça Hatun; Bizans İmparatoru'nun kızı ve Şehzade İbrahim'in Fatma Hatun'un annesi.
3- Theodora Hatun; Şehzade Halil'in annesi ve İmparator kızı.
4- Eftandise Hatun; Mahmud Alp'in kızıdır.

I. Murad
1- Gülçiçek Hatun; Yıldırım Bayezid'in ve Yahşi Bey'in Annesi
2- Marya Thamara Hatun; Bulgar Kralı'nın kızı
3- Paşa Melek Hatun; Kızıl Murad Bey'in kızı
4- Fülane Hatun; Candaroğullarından bir beyin kızı
5- Fülane Hatun; Bulgar Beyinin kızı

I. Bayezid
1- Germiyanoğlu Devlet Şah Hatun; İsa, Mustafa ve Musa'nın annesi
2- Devlet Hatun; Yine Germiyenoğlu olduğu söylenen ve Sultan Mehmed Çelebi'nin annesi ve ilk Valide Sultan
3- Hafsa Hatun; Aydınoğlu İsa Bey'in kızı
4- Sultan Hatun; Dulkadiroğlu Süleyman Şah'ın kızı
5- Marya Olivera Despina Hatun; Sırbistan Kralı Lazar'ın kızı

I. Mehmed
1- Şeh-zade Kumru Hatun; Amasyalı bir Paşa'nın torunu
2- Emine Hatun; Dulkadiroğlu Mehmed Bey'in kızı ve II. Murad'ın annesi

II. Murad
1- Dulkadiroğlu Alime Hatun
2- Yeni Hatun; Amasyalı Mahmud Bey'in kızı
3- Hüma Hatun; Abdullah isimli bir şahsın kızı ve Fatih'in Annesi. Fatih'in annesinin devşirme olduğu nakledilmektedir. Ancak müslüman olduğu kesindir ve hele Ortodoks olan Mara Hatun ile Fatih'in üvey annelik dışında alakası yoktur.
4- Tacünnisa Hatice Halime Hatun; Candaroğlu İsfendiyar Bey'in kızıdır.
5- Mara Hatun; Çocuksuz ve ortodoks olarak ölen ve Fatih'in üvey annesi olan bu kadın Sırbistan Despotu Corc Bronkoviç'in kızı

II. Mehmed
1- Gülbahar Hatun; II. Bayezid ile Gevher Sultan'ın annesi
2- Gülşah Hatun; Karamanoğullarından İbrahim Bey'in kızıdır.
3- Sitti Mükrime Hatun; Dulkadiroğlu Süleyman Bey'in kızıdır.
4- Çiçek Hatun; Türkmen Beyi kızıdır.
5- Helene Hatun; Mora Despotu Demetrus'un kızıdır.
6- Anna Hatun; Trabzon İmparatoru'nun kızıdır; evlilikleri kısa sürmüştür.
7- Alexias Hatun; Bizans Prenseslerindendir.

II. Bayezid
1- Nigar Hatun; Şehzade Korkut ile Fatma Sultan'ın annesi ve Abdullah Vehbi kızı
2- Şirin Hatun; Abdullah kızı ve Şehzade Abdullah'ın annesi
3- Gülruh Hatun; Abdülhayy kızı ve Alemşah ile Kamer Sultan'ın annesi
4- Bülbül Hatun; Abdullah kızı ve Şehzade Ahmed ile Hundi Sultan'ın annesi
5- Hüsnüşah Hatun; Karamanoğlu Nasuh Bey'in kızı
6- Gülbahar Hatun; Abdüssamed kızı ve muhtemelenYavuz'un annesi
7- Ferahşad Hatun; Kefe Sancak Beyi Mehmed'in annesi
8- Ayşe Hatun; Dulkadiroğlu Alaaüddevle Bozkurd Bey'in kızı ve bir görüşe göre Yavuz'un annesi

I. Selim
1- Ayşe Hatun; Mengli Giray I'in kızı ve Beyhan ile Şah Sultan'ın annesi
2- Ayşe Hafsa Hatun; Kanuni, Hatice, Fatma ve Hafsa Sultanların annesi

I. Süleyman
1- Hürrem Haseki Sultan; Kanuni'nin nikah aldığı ve aslen Ukran bir Ortodoks rahibin kızı yahut Fransız veya İtalyan olduğu hususunda iddialar bulunan cariyedir. Şehzade Mehmed ve II. Selim'in annesi
2- Mahidevran Kadın; Abdullah kızı ve Şehzade Mahmud'un annesi
3- Gülfem Hatun; Cariyelerden ve Şehzade Murad'ın annesi
4- Fülane Hatun; Abdullah kızı ve Şehzade Mahmud'un annesi

II. Selim
1- Nurbanu Sultan; III. Murad'ın annesi ve İtalyan asıllı bir cariyedir.

III. Murad
1- Safiye Valide Sultan (Venedikli Baffo); III. Mehmed ile Ayşe Sultan'ın annesi ve cariye. Osmanlı hareminde devlet işlerine en çok müdahale eden Kadın Efendi.
2- Şems-i Ruhsar Haseki; Rukkiyye Sultan'ın annesi. Medine'de vakfı var.
3- Şah-i Huban Haseki
4- Naz-perver Haseki

III. Mehmed
1- Handan Valide Sultan; I. Ahmed'in annesi
2- Fülane Valide Sultan; Abaza asıllı ve I. Mıstafa validesi
3- Fülane Haseki; Şehzade Mahmud annesi
4- Fülane Haseki; Şehzade Selim annesi

I. Ahmed
1- Hatice Mahfiruz Sultan; Genç Osman'ın annesi
2- Kösem Sultan (Mahpeyker Sultan); IV. Murad'ın annesi ve Osmanlı Hareminin en namdar kadını
3- Fatma Haseki; Cariyelerdendir.

II. Osman
1- Akile (Rukiyye) Hanım; Şeyhülislam Esad Efendi'nin kızıdır ve hür kadınlardan nikah ile evlenilen nadir kadınlardandır.
2- Ayşe Hanım; Pertev Paşa'nın torunu

IV. Murad
1- Ayşe Haseki Sultan

İbrahim
1- Hatice Turhan (Tarhan) Valide Sultan; Rus asıllı bir cariyedir ve uzun yıllar naibe-i saltanatlık yapmıştır. IV. Mehmed'in annesidir.
2- Saliha Dil-aşub Valide Sultan; II. Süleyman'in annesi ve cariye. III. Haseki olduğu sanılıyor.
3- Hatice Muazzez Sultan; II. Haseki'dir ve II. Ahmed'in annesidir.
4- Hüma Şah Haseki Sultan (Telli Haseki); Sultan İbrahim'in en çok sevdiği Haseki'si. Nikah ile kadınlığa alındı.
5- Ayşe Sultan; 4. Haseki
6- Mah-i Enver Sultan; 5. Haseki
7- Şivekar Sultan; 6. Veya 7. Haseki

IV. Mehmed
1- Meh-pare Emetüllah Rabi'a Gülnuş Valide Sultan; Gülnuş Sultan diye bilinir. Girit'li bir ailenin kızıdır. II. Mustafa ve III. Ahmed'in annesidir.
2- Afife Kadın
3- Gülnar Kadın
4- Kaniye Haseki
5- Siyavuş Haseki

II. Süleyman
1- Hatice Haseki; Baş Kadın'dır
2- Behzat Haseki
3- İvaz Haseki
4- Sülün Haseki
5- Şeh-süvar Haseki
6- Zeyneb Haseki

II. Ahmed
1- Rabi'a Haseki Sultan; Haseki Sultan diye anılırdı.

II. Mustafa
Kadın Efendileri

1- Ali-cenab; Baş Haseki
2- Şeh-Süvar Valide Sultan; 4 Haseki ve III. Osman'ın annesi
3- Saliha Sebkati Valide Sultan; Cariyelerinden ve I. Mahmud'un annesi
4- Hüma Şah Haseki
5- Afife Haseki
6- Hatice Haseki

İkballeri

7- Hafsa Sultan; Üçüncü Haseki olduğu söyleniyorsa da Kadın Efendi olması kuvvetlemuhtemeldir.
8- Hanife Hatun; İkinci veya Üçüncü İkbaldir.
9- Fatma Şahin Hatun

III. Ahmed
Kadın Efendileri

1- Emetullah Baş Kadın; Baş Haseki
2- Rukıyye İkinci Kadın
3- Emine Mihrişah İkinci Kadın; III. Mustafa'nın annesi
4- Hatice İkinci Kadın
5- Rabi'a Şermi Kadın
6- Zeyneb Kadın
7- Emine Musall Kadın
8- Hanife Kadın
9- Gülşen Kadın
10- Ümmü Gülsüm Kadın
11- Hurrem Kadın
12- Meyli Kadın
13- Fatma Hüma Şah Kadın
14- Nijad Kadın
15- Nazife Kadın

İkballeri

16- Şayeste Sultan
17- Ayşe Hanım; İkinci veya üçüncü İkbaldir.
18- Hatem Hatun

I. Mahmud
Kadın Efendileri

1- Hace Ali-cenab Baş Kadın
2- Hace Ayşe Kadın
3- Hace Verd-i Naz Dördüncü Kadın
4- Hatice Rami Altıncı Haseki
5- Hatem İkinci Kadın
6- Raziye Kadın

İkballeri

7- Meyyase Hanım; Bai İkbal
8- Fehmi Hanım; İkinci İkbaldir.
9- Habbabe Hanım
10- Sırrı Hanım

III. Osman
Kadın Efendileri

1- Leyla Baş Kadın
2- Zevki Üçüncü Kadın
3- Ferhunde Emine Dördüncü Kadın

III. Mustafa
Kadın Efendileri

1- Avn'ül-Hayat Baş Kadın Efendi
2- Mihr-i Şah Valide Sultan; Baş Kadın Efendi ve III. Selim'in annesi
3- Rif'at İkinci Kadın Efendi
4- Ayşe Adil-şah Üçüncü Kadın Efendi
5- Fehmi Üçüncü Kadın Efendi
6- Binnaz Üçüncü Kadın Efendi

I. Abdülhamid
Kadın Efendileri

1- Ayşe Sine-perver Valide Sultan; IV. Mustafa'nın annesi ve IV. Kadınefendi
2- Nakş-ı Dil Valide Sultan; II. Mahmud'un annesi ve önce İkinci İkbal sonra Kadın Efendi
3- Hatice Ruh-şah Baş Kadın Efendi
4- Hüma Şah Baş Kadın Efendi
5- Ayşe Baş Kadın Efendi
6- Binnaz İkinci Kadın Efendi
7- Dilpezir Kadın Efendi
8- Mehtabe Dördüncü Kadın Efendi
9- Misl-i Na-yab Kadın Efendi
10- Mu'teber Kadın Efendi
11- Nevres Üçüncü Kadın Efendi
12- Fatma Şeb-safa Dördüncü Kadın Efendi
13- Mihrban Üçüncü Kadın Efendi

İkballeri

14- Nükhet-seza Hanımefendi; Baş İkbal
15- Ayşe Hanımefendi; İkinci İkbaldir.

III. Selim
Kadın Efendileri
1- Nef-i Zar Baş Kadın Efendi
2- Hüsn-i Mah Baş Kadın Efendi
3- Zib-i Fer İkinci Kadın Efendi
4- Afitab Üçüncü Kadın Efendi
5- Re'fet Dördüncü Kadın Efendi
6- Nur-i Şems Kadın Efendi
7- Gonca-nigar Kadın Efendi
8- Dem-hoş Kadın Efendi
9- Tab-ı Safa Üçüncü Kadın Efendi
10- Ayn-ı Safa Kadın Efendi
11- Mahbube Kadın Efendi

İkballer

12- Meryem Hanımefendi
13- Mihriban Hanımefendi
14- Fatma Fer-i cihan Hanım Efendi

IV. Mustafa
Kadın Efendileri

1- Şevr-i Nur Baş Kadın Efendi
2- Dil-pezir İkinci Kadın Efendi
3- Seyyare Üçüncü Kadın Efendi
4- Peyk-i Dil Dördüncü Kadın Efendi

II. Mahmud
Kadın Efendileri

1- Bezm-i Alem Valide Sultan; I. Abdülmecid'in annesi
2- Pertev-niyal (Nihal) Valide Sultan; Sultan Abdülaziz'in annesi ve Beşinci Kadın Efendi
3- Haciye Pertev-Piyale Nev-fidan Baş Kadın Efendi
4- Ali-cenab Baş Kadın Efendi
5- Fatma Baş Kadın Efendi
6- Aşub-i Can İkinci Kadın Efendi
7- Haciye Hoş-yar İkinci Kadın Efendi
8- Nurtab Dördüncü Kadın Efendi
9- Misl-i Na-yab İkinci Kadın Efendi
10- Perviz-felek Dördüncü Kadın Efendi
11- Vuslat Üçüncü Kadın Efendi
12- Zer-nigar Üçüncü Kadın Efendi
13- Ebr-i Reftar İkinci Kadın Efendi

İkballeri

14- Hüsn-i Melek Hanımefendi; Baş İkbal
15- Zeyn-i Felek Hanımefendi; İkinci İkbaldir.
16- Tiryal Hanımefendi; Üçüncü İkbal
17- Lebriz-Felek Hanımefendi; Dördüncü İkbal

I. Abdülmecid
Kadın Efendileri

1- Servet-seza Baş Kadın Efendi
2- Şevk-efza Valide Sultan; Sultan V. Murad'ın annesi ve İkinci Kadın Efendi
3- Hoş-yar İkinci Kadın Efendi
4- Tir-i Müjgan Valide Sultan; Üçüncü Kadın Efendi ve II. Abdülhamid'in annesi
5- Verd-i Cenan Üçüncü Kadın Efendi
6- Gül-cemal Dördüncü Kadın Efendi
7- Rahime Perestu Valide Sultan; Dördüncü Kadın Efendi ve II. Abdülhamid'in manevi annesi
8- Gülistu (Gülistan) Dördüncü Kadın Efendi
9- Düzd-i Dil Üçüncü Kadın Efendi
10- Bezmi (Bezmara)Altıncı Kadın Efendi
11- Mahitab Beşinci Kadın Efendi

İkballeri

12- Nalan-ı Dil Hanımefendi; Üçüncü İkbal.
13- Ceylan-yar Hanımefendi; İkinci ikbaldir.
14- Ayşe Ser-firaz Hanımefendi; İkinci İkbal. Sarayın adını batıran bir kadındır.
15- Nergis (Nergizu) Hanımefendi; Dördüncü İkbal
16- Navek-misal Hanımefendi; Dördüncü ikbal
17- Nesrin Hanımefendi; İkinci İkbal
18- Şayeste Hanımefendi; Dördüncü İkbal
19- Nükhet-seza Hnımefendi; Baş İkbal

Gözdeler

20- Yıldız Hanımefendi; 2. Gözde
21- Saf-derun Hanımefendi; 4. Gözde
22- Hüsn-i Cenan Hanımefendi; 3. Gözde

Abdülaziz
Kadın Efendileri

1- Dürr-i Nev Baş Kadın Efendi
2- Hayran-ı Dil İkinci Kadın Efendi
3- Eda-Dil İkinci Kadın Efendi
4- Neş'erek (Nesrin) Üçüncü Kadın Efendi
5- Gevheri Dördüncü Kadın Efendi

V. Murad
Kadın Efendileri

1- Elru Mevhibe Baş Kadın Efendi
2- Reftar-ı Dil İkinci Kadın Efendi
3- Şayan Üçüncü Kadın Efendi
4- Meyl-i Servet Dördüncü Kadın Efendi

İkballeri

5- Resan Hanımefendi; Baş İkbal
6- Cevher-riz Hanımefendi; İkinci İkbal
7- Nev-Dürr Hanımefendi; Üçüncü İkbal
8- Remiş-Naz Hanımefendi
9- Filiz-ten Hanımefendi

Gözdeler

10- Visal-i Nur Hanım; Gözde

II. Abdulhamid
Kadın Efendileri

1- Nazik-eda Baş Kadın Efendi
2- Bedr-i Felek Baş Kadın Efendi
3- Safi-naz Nur-efzun İkinci Kadın Efendi
4- Bidar İkinci Kadın Efendi
5- Dilpesend Üçüncü Kadın Efendi
6- Mezide Mestan Üçüncü Kadın Efendi
7- Emsal-i Nur Üçüncü Kadın Efendi
8- Ayşe Dest-i Zer Müşfika (Kayıhan) Dördüncü Kadın Efendi

İkballeri

9- Saz-kar Hanımefendi; Baş İkbal
10- Peyveste Hanımefendi; İkinci İkbal
11- Fatma Pesende Hanımefendi; Üçüncü İkbal
12- Behice (Maan) Hanımefendi; Dördüncü İkbal
13- Saliha Naciye Hanımefendi; Dördüncü İkbal

Gözdeler

14- Dürdane Hanım; Baş Gözde
15- Calibos Hanım; 2. Gözde
16- Nazlıyar Hanım; 3. Gözde

V. Mehmed Reşat
1- Kam-res Baş Kadın Efendi
2- Dürr-i And İkinci Kadın Efendi
3- Mihr-engiz İkinci Kadın Efendi
4- Naz-perver Üçüncü Kadın Efendi
5- Dil-firib Dördüncü Kadın Efendi

VI. Mehmed
Kadın Efendileri

1- Emine Nazik-eda Baş Kadın Efendi
2- Şadiye Meveddet İkinci Kadın Efendi
3- İnşirah Kadın Efendi
4- Nevvare Üçüncü Kadın Efendi
5- Ni'met Nev-zad Hanım Efendi

AbdÜlhamid Han'in Bagdat Demiryolu Projesi

AbdÜlhamid Han'in Bagdat Demiryolu Projesi

--------------------------------------------------------------------------------

II. Abdülhamidin Bagdat Demiryolu Projesi, dünya çapinda basli basina bir hâdise teskil etmektedir. Bilindigi üzere Orta Asyadan beri Dogu'yu Bati'ya baglayan en önemli ticaret yollarindan biri ve baslicasi "Ipek Yolu" ve "Güneydogu Yolu" denen ve Cebelitarik'tan Afrika sahillerini katettikten sonra Ümit Burnu'ndan dolasarak Hindistan'a giden yol güzergâhidir.

Türkiye üzerinden ve Bagdat-Musul istikâmetinden Medine'ye varacak demiryolu güzergâhi ucuz ve rahat bir ulasim imkâni saglayacagi gibi, ticari hareketi artinci yeralti ve yerüstü zenginliklerinden istifade imkânini gelistirecekti. Bir yandan Musul-Bagdat-Medine fevkalâde imkânlarla merkeze baglanirken öte yandan Musul ve Suriye üzerinden Iran ve Pakistan'a ayrilacak hat. Orta Asya'ya kadar ulasma firsati temin edecekti.

Istanbul-Basra arasinda yaklasik 4 bin km'yi bulan bu proje o zamana kadar gerceklestirilen hemen bütün hatlardan daha büyük ve kapsamlidir. Chicago'dan Los Angeles'a giden Santa Fe hattindan (ki bu hat o tarihte 2246 km idi) ve Omaha'dan San Fransisco'ya giden Union Pasific Demiryolu'ndan daha uzundu.

PROJENIN GAYESI

II. Abdülhamid düsmanlarinin devamli ileri sürdükleri gibi bu projenin amaci halife lehine puan toplamak degildir. Bu projenin teknolojik, sanayi, ticari ve ulasim yönünden askeri ve stratejik açidan sayisiz faydasi vardir. Bundan dolayi hatiralarinda "Hicaz

Demiryolu insasi benim en eski hülyamdir. Bu yol devletimiz için sadece iktisadi bakimdan büyük fayda etmekle kalmayacak ayni zamanda oradaki kuvvetimizi saglamlastirmaya da yarayacagindan askeri bakimdan da gok ehemmiyetli olacaktir" diyen II. Abdülhamid isin fevkalâde suurundadir.(1)

E.M. Earle, kitabinda Sultan II. Abdülhamid'in Bagdat Demiryolu imtiyazini verirken "Aptal" olmadigi, ülkesinin çikarlarini gözettiginden bahisle sunlari yazar: "Sultan Hamid ne olursa olsun, hiçbir zaman aptal degildir. Bagdat Demiryolu imtiyazini verirken bu akilli ve ayni zamanda otokratin bir Alman tuzagina düsmüs oldugunu düsünmek saçmalik olur. Sultan Hamid'in vermek âdeti yoktu, vermekten kaçinmaz duruma düstügü zaman da daima kendisi ve devleti icin sonuna kadar kâr ettirecek seyler verirdi.(2)

Grey'in "Ben diplomasiyi ondan ögrendim"(3) dedigi bir diplomat olan II. Abdülhamid nasil aptal olur? Diger taraftan onu birçok yönlerden tenkit eden tarihci Y. Hikmet Bayur, Bagdat Demiryolu projesinin Türk mühendis, usta ve isçisinin yetismesine vesile oldugunu itiraf eder.

MALI KÜLFETI

Bahsedildigi kadar önemli ve uzun demiryolunun en çetin problemi o gün için devlete yükledigi agir mali yüktü. Ama sultanin dehasi onun da çaresini bulmustu. Müslümanlar arasi dayanismayi saglayacakti. Ama bu muazzam projenin onlara geregi gibi anlatilmasi icap ediyordu. Sultan, plânini 1900 yilinda açiklayinca gerekli paranin temini yollari arandi. Herkes fedakârlik edecekti.

Örnek olarak önce kendisi sahsi servetinden 2.5 milyon altin bagisladi. Sivil ve asker devlet memurlari ayliklarindan % 10 vereceklerdi. Bütün dünya Müslümanlarina yapilan çagri da semeresini verdi. Misir Hidiv'i, Iran Sah'i, Haydarabat Nizami,Okyanus adalarindaki Müslüman cemaat ve digerleri yardima kostular. Daha sonra Istiklâl Savasimizda da yardimimiza kosacak olan Hintli Müslümanlar büyük fedakârlik yaparak gerekli paranin üçte birini karsiladilar. Yardim toplamak için hazine pulu ve Düyün-ü Umümiye kanali ile tahvil çikarildi.

BATILILAR BOS DURMUYOR

Ancak Orta Dogu'nun serveti rüyalarina giren ve bu servet için istahlanan Batililara karsi uyanik olmak gerekiyordu. Hem ihâleleri almak hem de firsattan istifade yagmalamaya çalisacak Haçli zihniyetli is adamlarini ilk is olarak Sultan Abdülhamid birbirine

düsürdü. Bir hattin ihâlesini birine veriyordu ardindan bir digerini devreye sokuyordu. Hat güzergâhinda çikarilacak tarihi ve arkeolojik eserlerin kaçirilmamasi için gerekli talimatlari da verdi. Ileride çok degerlenecek bu topraklarin elden çikmamasi için ve siyonistlerin eline geçmemesi için gerekli tedbirler alindi.

II. Abdülhamid Han hat boyu topraklari Memâliki Sahâne'den sayarak alinip satilmasina kesin yasak getirdi. Yabancilarin topraklarda bir hak iddia etmemeleri için gizlice bir antlasma yapti.

1904 yilina gelindiginde 4 yillik kisa bir dönem içinde 3.5 milyon altin toplanmisti. Daha sonra bu rakam 15 milyon altina çikti.

Bir yandan dünya pazarlarina girmemizi saglayan öte yandan demirçelik üretimini artiran bu muazzam proje tatbikat için 18 Mârt 1902 tarihinde Sultanin emri ile Anadolu Demiryollan Kumpanyasina verildi. Yabancilann her an bu güzel esere gölge dusürebilecegini hesaplayan Sultan, hatlari mümkün mertebe içeriden geçiriyordu.

Asker, köylü, isçi olanlar dahil hatta 6.000 kisi çalismaya basladi. Sonralari bu rakam 700.000'e ulasti. Isi bilen yabancilara kilometre basi 1 para verilerek isin çabuklastirilmasi saglaniyordu.

INGILIZLER DEVREDE

Bir taraftan umduklari neticeyi bulamayan ve Alman

rekâbetine karsi koyamayan Ingilizler, Irak ve Kuveyt petrol yataklarindan endise duyduklari için her firsatta kargasa çikarmayi ihmâl etmediler. Bu sebeple Balfour kabinesinde Demiryolu Sirketinden ayrildiklarini 1903'te resmen ilan ettiler. Demiryolu

1904'de Hardan'a, Beyrut'a 1905'te ise Hayfa'ya vardi. 1902'de Konya'yi ziyaret eden bir yabanci seyyah orada demiryolu sayesinde bir ziraat makineler sergisi açildigini, halka ucuz ve taksitle ziraat makineleri verildigini ve bunlarin tamiratinin da Eskisehir Demiryollarinda yapildigini kaydetmektedir. Abdürresit Ibrahim Efendi adinda bir Müslüman seyyah da 1912 yilina ait hatiratinda Hindistan, Türkistan, Çin, Japonya ve Rusya'yi bastan basa dolastigini ifade ederek: "Sultan'in adi anildiginda her ferdin hürmet gösterdigini ve Müslümanlarin Bagdat Demiryollari için gösterdikleri fevkalâde gayreti" dile getirmektedir.

Yol çok kisa bir zaman içerisinde yapilmasindan sonra (8 yil) 1908 yilinda tamamlandiginda Medine Gan'na yaklasinca Sultan Abdülhamid Han mukaddes beldeye olan hürmeti dolayisiyla o kisma özel ray dösenmesi ve 56 km'lik güzergâhta sessiz lokomotif çalistirilmasini emretmistir. Açilisin Sultanin tahta çikisinin yildönümüne rastlamasi için de özel bir gayret gösterilmistir. Açilistan 8 yil sonra 1916'da yillarca bir Arap Seyhi gibi yetistirilen Ingiliz casusu Lawrens'in tertibi ile ayaklanan Mekke Serifi Hüseyin'in baskaldirmaslyla Bagdat Demiryolu kundaklandi. Maalesef Serif yilda 40.000 sterlin için bize arka çevirmisti. Ürdün'deki Mani'dan Medine'ye 680 km kadar yolu Ingilizler bombaladilar. Ürdün kendi sinirlarindaki bu yolu günümüzde halen kullanmaktadir.

1938'de Kral Abdülaziz 50.000 Hicaz lirasi (yaklasik 350.000dolar) vaatte bulundu. Ama bir sey yapilamadi. 1946 ve 1955'de konu yine gündeme geldi. Ama bir faaliyet gösterilemedi. 1955'de 575.000 dolar ayrildi ise de insaat sirketi komünizm isnadi ile kabul edilemedi. 1972'de Suriye ve Ürdün kendi hatlarini kullandilar. Bagdat Demiryolu tamamlaninca toplam demiryollarimizin 1856'ya

oranla 10 kat uzadigi kaydedilmektedir. Sultan Abdülhamid Han bu proje tamamlandiginda eseri görmek için Hicaz'a gelecegini vaat etmis ancak mahut nifaklar ve ardi arkasi kesilmeyen hâdiseler sebebiyle buna firsat bulamamistir. 1888'de Macaristan'in, Istanbul ve Ankara'ya demiryollarinin bir parçasi olarak baglandigi proje muazzam faydalar saglamistir.

FAYDALARI

Bagdat Demiryollari için 1905 senesine kadar 205.456.975 kurus 29 para gelir saglandi ve 36.267.023 kurus 36 para gider kaydedildigi ifade edilmektedir.. (Bu miktarlarin günümüze göre degerleri hesaplanmalidir).

1907 tarihli Beyrut Salnamesi'ne göre toplam gelir 323.990.508 kurus 7 para ve toplam gider 143.162.576 kurustur.

Böylece net gelirin 180.827.931 kuru? 84 para oldugu anlasilmaktadir. Demiryollari sebebiyle Bati'ya olan ihracatimizin da arttigi bir vakiadir. 1888'de Almanya'ya yapilan ihracatimizm 2 milyon 300 bin mark'tan 1893'de bes yil içinde %700 oraninda artarak 16 Milyon 500 bin marka ulasmistir. 20. yüzylla girerken bu ihracat 28 milyon 900 bin mark ile rekor seviyeye çikiyordu. (4)

Bagdat Demiryolu Projesi binlerce yerlesim yerini gelistirdi.

Nüfuslann artmasina vesile oldu. Bagdat Demiryollannda kalan ray ve traversleri getirenlere Ingilizlerin agirliginca altin vaat ettikleri filmlere konu olmustur. Bugün geriye kalan Medine-i Münevvere bahçelerinde korkuluk olarak kullanilan ray parçalari, Ambariye Köprüsü Medine Istasyonu camisi ile kömürlü lokomotif ve ahsap vagonlardir.

Bütün dünya Müslümanlarinin zengini ve fakiri ile imkânin ölçüsünde destekledikleri hat umulanin üstünde bir performansla kisa sürede bitirildi.

Hattin amaçlari söyle özetlenebilir:

a) Hacci kolayilstirmak ehl-i Islâm'm kemali sürat ve sihhatle ifal farizâi hacci serif edebilmeleri.

b) Yabanci saldirisi vukuunda kutsal mahalleri korumak, bir düsmani hariciye karsi merkezi hilâfeti seniyyeden asker yetistirilmesi maksadi âli ve dindarânesinin gerçeklestirilmesi "Ingilizlerin Süveys'i kapatip bölgeye saldirmalari halinde Osmanli Devleti zamaninda müdahale edememesi endisesi vardi. Bu arada hatta yabanci müdahalesine engel olmak için hükümet, hattin etrafinda Osmanli tebasi olmayanlarin hiçbir sekilde maden isletmek, ocak açmak, ziraat yapmak veya mesken insa edip ikâmet etmek hakkina sahip olmadiklarini ilan etmistir."

c) Demiryolu tasimacilik için kullanilirken bölgeye gelen haci, tüccar ve diger ziyaretçiler artacaktir. Bunun saglayacagi yarar hattin ziraat ve sebzecilige verecegi hizmetin yaninda az kalir.

d) Tebük-Medine arasi tahil ve sebze meyve tanmina elverislidir. Halbuki ulasim güçlügü nedeniyle ürün pazara ulastirilamadan tarlada çürümektedir. Hatta ucuza tasinacak ürünler topraktan alinan geliri artirir. Öte yandan demiryolu ile medeniyet götürülecek yerlerden insanlarin egitim ve ögretim alip insanca yasamalarinda yardimci olacaktir.

Devlet din bilgileri vermek üzere ilk ve ortaokullar açabilecektir.

e) Demiryolu ile gelenlere hizmet satabilecek halk gelirini artirma imkâni bulabilecegi gibi Kurban Bayrami münasebeti ile küçük bas hayvan ticareti kolaylasacakti.

Ingilizlerin büyük bir endise ile basindan sonuna kadar izledikleri hat, bitiminde II. Abdülhamid'in nüfuzuna dünya Müslümanlan nezdinde büyük katkida bulunmus, Ingiliz sömürüsündeki Müslümanlar Halifeye minnet ve sükran duygularini gönderdikleri mektuplar, telgraflar, yazdiklari siirlerle ifade etmislerdi.

Ve....

Cennetmekân Abdülhamid Han Hazretlerinin devri, çileler, entrikalar, oyunlarla dolu aydinlarimizin (!) gaflet içinde bogulduklari bir devirdir. Kendisinin düsmanlarinin tasdiki ile dahi bu kadar firâseti açik, siyasi bir dâhi olmasina ragmen Devleti Aliyye-i Osmaniyenin çöküsüne mâni olamamistir. Devrinde

ve devrinden sonra da anlasilamamis, talihsiz bir gönül sultanidir.

Kendisini sevmeyenler bile onun açtigi okullarda yetismislerdir.

Birlik, beraberlik adina ta o günlerde yapilgimiz kanal açma, yollar yapma ve demiryollari döseme gibi çagrilarimiz bugün âdetâ unutulmustur. Eserler yok olma tehlikesi ile karsi karsiyadir. Biz bunu Novaybe (Misir), Akabe (Ürdün),Maan, Tebük ve Medine hac seyahâtlerimizde defalarca gördük.

Tebük-Bagdat, Tebük-Maan, Amman, Suriye seyahâtlerimizde içimiz burkula burkula hazin seyirlerle dolu yolculuklarimiz oldu, Ürdünlü kaptanimiz bize bu yollari hüzünle anlatti. Çaresizlik içinde kivrandik durduk. Yollarda raylar sökülmüs, ray hatlari halen hizmet edecek durumda, fakat isleri tas toprak dolu.

Bugünkü durum: Telefon direkleri sehir merkezierinde kerevet haline gelmis, tastan yapilmis bos istasyon binalari dimdik ayakta, bazi yerlerde demiryollari üzerine asfalt dökülmüs, vagon garajlari,

otobüs garajiari haline getirilmis, parçalanmis tahta vagonlar, camiye çok yakin olmasina ragmen musluklari çalinmis, kapilan parçalanmis, paslanmis abdesthaneler...

Modern sistem trenleri tasiyacak kadar ayakta olan o yollara bugün ne kadar çok ihtiyacimiz var. Bu yollarin önemi o gün anlasilmadi ama keske bugün anlasilabilse... Bizim Osmanli torunu oldugumuzu anlayan orta yasli bir Arabin defalarca sarilip aglamasi bende bugünkü gibi hâlâ simsicak ve bir hicrandir. Ve sanki bana "O gün öyle olsa bile yarinlar öyle olmayacak" der gibiydi. Kardeslik ruhuyla dopdolu, yarinlarin bizim oldugunu ifade edisini gözyaslarinin damlalarinda okudum.

Allah o günlerimizi geciktirmesin. Âmin.

Kaynaklar:

1) Eserleriyle ve Hizmetleriyle Sultan Abdülhamid, Aydin Talay, Risâle Yay, Subat 1991, Istanbul.

2) Tarihte Türkler ve Almanlar, Süleyman Kocabas, Vatan Yay., Eylül 1988, Istanbul.

3) I. Bardaksi, Imparatorluga Vedâ, Ist. 1988.

4) II. Abdülhamid ve Islam Birligi, Dr. Cezmi Eraslan, Ötüken Yay., 1992, Istanbul

Her Türk'ün Okumasi Gerekir!

Türkiye'ye Japonya'dan bir eğitim heyeti gelir. Temas ve incelemeler yapacak,
neticeyi yetkililere aktaracaklar. Gerektiği kadar da ikili işbirliği gerçeklestirecek.

Işler buraya kadar çok iyi...

Japon heyeti yurdumuzun bazı bölgelerinde gerekli incelemelerini yapar. Sonra Bakanlıkta toplanırlar. Heyetin hakkımızdaki tespiti ilginçtir:

"Sizin çocuklarınızda milli şuur yok".

Bizimkiler şaşırır! "Bizim çocukların damarlarındaki kan milli duygumuzun
kaynağıdır."
Yine de fazla ses çıkarmazlar! Ne de olsa misafirdir!
Bizimkiler sorar,
"Peki, Sizin gençlerinizde milli şuur var mıdır?
Japon uzmanları anlatmaya başlar:
Biz gençlerimize ilkokula başlamadan "şok testler" uygularız. Mesela uçak gibi hızlı giden trenlerimize bindirir, bir tur yaptırırız. Çok katlı yollardan da geçen tren, onları şöyle bir sarsar. Mini mini çocuklarımız teknolojinin bu baş döndürücü neticesini görerek bir şok olurlar.
Sonra... Bu şoktan sonra Hiroşima'ya götürürüz. Bölgeyi aynen
koruyoruz. Bombalanmış bu bölge hakkında bilgilendirir; değil hayvan, bitkinin bile yeşermediğini gösteririz. Ve deriz ki
"Eger sizler çalışmaz, sizden öncekileri geçmezseniz vatanınız, işte
böyle düşmanlar tarafından bombalanır. Hiçbir canlı yaşayamayacak
biçimde size bırakıp giderler. Çalışırsanız, bindiğiniz hızlı trenleri bile geçecek yeni vasıtalar yaparsınız. Gerisi sizin bileceğiniz iş. Çocuklarımız bununla ikinci
bir şok daha yaşarlar.
Sizlere şunu hatırlatalım ki, Türkiye'de birçok teknik elemanımız bulunmaktadır. Bunların herhangi birine bu konuyu sorabilirsiniz. "
Bizimkiler şaşkınlık içinde sorarlar :
"-Peki ya Türkiye için tespitiniz var mi? Varsa gözlemleriniz nedir?"
Japonlar;
"elbette var" derler.
"Bizimkinden çok daha önemli.
Bir tanesi Çanakkale Savaşları'nın olduğu bölge. Bu bölge gençlerinizin şok olması için yeter de artar bile. Bir metre kareye altı bin merminin düştüğü savaşta, Türk'ler her şeye rağmen galip çıkıyor, olamayacağı olur hale
getiriyorlar. En son teknolojiye ve donanıma meydan okuyarak, inancın galip geldiğinin ispatını yapıyorlar. Üstelik karşılarında tek bir düşman
değil, müttefik güçler; sizin tabirinizle yetmiş iki millet var.

''Evet M²'ye 6.000 Mermi!...

M²'ye 6.000 Mermi!...

6.000 Mermi!...

Bileniniz var mıydı ?

Not:

300 M2 lik bir tepe için 2 gece savaşıldı...
m2'ye 50 ölü düşüyordu...
Cerrahpaşadan gelen 130 son sınıf öğrencisi
gönüllünün hepsi şehid oldu o tepede... o sene mezun verilmedi tıbbiyeden... anlatacak çok şey var bu savaşta. oradan geçen varsa tepelere kazınmış yazıyı bilir.
''Dur yolcu bilmeden basıp geçtiğin bu toprak bir devrin battığı yerdir....

Çanakkale Neresi?

On sekiz mart bin dokuzyüz on beş de.
Çanakkale destanının yazıldığı yerdir.
İtilaf devletlerinin birleştiği yerde.
Eşsiz kahramanlığın yaşandığı yerdir.

Türk milletinin tek yumruk olduğu.
Azim ve kararlılıkla karşı koyduğu.
Düşman askerini boğazda boğduğu.
Muhteşem savaşın yaşandıgı yerdir.

Hem deniz hem hava hem de karadan.
Ateş yağdıran düşmandan korkmadan.
Günlerce savaşan hem de bıkmadan.
İkiyüz elli bin şehidin verildiği yerdir.

İngiliz, Fransız, Hindu ve yandaşlaraına.
Kanada, Avusturalya gibi sırdaşlarına.
Yenizellanda nın da katıldıgı düşmanlarına.
Osmanlı tokatının vurulduğu yerdir.

Çanakkale boğazının kana bulandığı.
Hasta adamın günlerce dayandığı
Vatan uğruna canın hiçe sayıldığı.
Şanlı tarihimizin yazıldığı yerdir.

Vatan, millet, din ve devlet yolunda.
Şimdi hür yaşayan bizler uğrunda.
Rahat uyumak için toprağın bağrında.
Canını feda edenlerin yattığı yerdir.

Hürriyet uğruna ölmeyi şeref sayanların.
Çanakkale geçilmez diye tavır koyanların.
Düşman karşısında kale gibi duranların.
Destanlarının yazıldığı muhteşem yerdir.

İman gücüyle yazıldı bu büyük destan.
Geçilseydi Çanakkale gitmişti vatan.
Dua dua yalvarınca yüce Allahtan.
Sağnak sağnak rahmetin indiği yerdir.

Allah Allah diye coşunca asker.
Kalmadı düşmandan hiç bir eser.
Nasip olsun o askere cennette kevser.
Dediğimiz arslanların yattığı yerdir.... (alintı)

Ermenİler Soykirim Dİyor Asil Soykirim Yapan Onlar

Bu Yürege Yenıden Askı Tattırabılır mısın...

Bu Yürege Yenıden Askı Tattırabılır mısın...


Eğlenmek için ne müziğe ne de dansa ihtiyacım vardı. Odamın tüm camlarını açıp, gün ışığının odama rengarenk süzülmesinden oyunlar yaratırdım kendime. Ellerime garip şekiller verir, duvara yansıyan gölgesinde renkli ışıklarla giydirirdim parmaktan bebekleri. Yollara düştüğünde ayaklarım, bulutların arkasında ki güneşi bile görebilecek kadar dolu bakıyordum dünyaya. Ufuklara daldığında gözlerim, dolmuyor, aksine ışıl ışıl parlıyordu. Ne mazi vardı içimde, ne de yarın... O an seni seviyordum ya, bu bir ömre bedeldi.
Seni sevdikçe kendimi daha çok hayata dost eder olmuştum. Tüm kırgınlıklarımı, tüm kızgınlıklarımı, kadere küslüğümü bile unutmuştum. Nefes alıyor ve seviyordum işte... Ne ekmek ne de su... Sadece aşk... Sadece sevgili...
Günler geceler öylece akıp gidiyordu. İçimde hakim olmadığım bir duyguyla nereye gittiğimi görmeden, sarhoş gibi dolanıp duruyordum. Zamanın hainliğini, kurduğu tuzakları göremeyecek kadar kaptırmıştım kendimi sevdaya.Aşk dolu bahar bitmiş, acımasız kışa terk etmişti yüreğimi.
Sevgili hiç olmadığı kadar uzaklara düşmüş, gözlerim ufuklarda yalnızlıkla oynaşır olmuştu. Tükenmişti... Bitmişti... Doyuma ulaşmış olmalıydı sevgilinin yüreği. Daha fazlası yoktu işte. Hepsi bir bahara sığacak kadardı. Oysa benim yüreğim, dört mevsim açtırırdı çiçekleri. Buzları kırar, altından taptaze filizlere ulaşırdı. Sevda demek, yürekli olmak demekti, mert olmak, dimdik durmak demekti... Emek isterdi... Sıcaklık isterdi... Ama kutup yıldızlarına kanmıştı bir kere sevgilinin yüreği...
Yalnızlığa alışmaya çabaladım önceleri... Bahar tekrar gelir de beni yine sever diye umuyordum. Oysa her geçen gün daha çok sarmalıyordu yalnızlığın dikenli sarmaşıkları bedenimi. Canım acıyordu, etim kanıyordu ama hala seviyordum... Vazgeçmek bu kadar kolay olmamalıydı... Gök-gündüzde yıldızları görebilirsem ancak sevdaya olan borcumu ödeyebilirdim. İsyan etmemeli, beklemeliydim...
Ve bekledim... Ömrümden binlerce ömürler çalarak bekledim... Ne mevsimler geldi geçti, ama sevgili asla gelmedi. Baharları yapayalnız geçirdi sevdaya aç yüreğim. Ama yine gelmedi... Biliyordum artık gelmeyeceğini... Beklediğim ne varsa hepsi umutsuzluğun en diplerine gömülmüştü. Birlikte geçirdiğimiz anları, dokunuşları, bin bir anlamı koynunda besleyen bakışları düşledikçe, sızlayan yüreğimi satmayı bile denedim. Ama kimse almadı...
Şimdi bir ben, bir de sızlayan yüreğim var... Ne o beni avutabilir, ne de ben onun sızısını dindirebilirim. Tüm güzellikler şimdi uzanıp dokunamayacağım kadar geride kaldı. Aşk bitti, yerini çaresizliğe bıraktı.
“ Şimdi söyle bana sevgili... Bir zamanlar hayat dolu olan bu kalbi sızıdan kurtarabilir misin... Bana gülen gözlerimi tekrar verebilir misin... Beni tekrar sevmesen de olur; bu yüreğe yeniden umudu, bu yüreğe yeniden aşkı tattırabilir misin...

Ne Olmalıyım Sence...

Zaferden zafere koşan Napoleon’un önüne dikilmeli miyim,
………………………………………..aşılmaz dağlar gibi.
Hitler’mi olmalıyım dünyayı kasıp kavuran gestaponun şefi.
Ya da Musollini, yakıp kül etmekten zevk alan
İstersen çar Nikola olayım
Tarihin karanlık sayfalarında lanetlenmiş,
Uçsuz bucaksız zindanları dolup boşalmak bilmeyen.
……………………De iki gözüm, ne olmalıyım sence
Ahmede Hani mi olayım aşkına divanlar yazan.
Ape Musa mı sana methiyeler dizen,
Yada Konfiçyüs,
Bilmeyipte, bilmediğini bilmeyene, aptal diyen.
İstersen Mem,
Zin'le mezar taşını birleştiren
................................De ülkem güzeli, ne olmalıyım sence
Bir Arşimet’mi,
Deli gibi bağırarak, sokakları anlamsız arşınlayan.
Edison’mu, gecelerin karanlığına yuh çeken.
Ya da Galileo, kendini bilime adayan.
İstersen keşfine çıkayım, tüm yaratıkların gözbebeğini
Americo Vespuci örneği
…………………….De umutsuz bekleyiş, ne olmalıyım sence
Pir Sultan Abdal’mı bulutlara canın portresini çizen.
Karacaoğlan’mı, elinde sazı diyar diyar dolaşan.
Ya da Namık Kemal, tüm yanlışları haykıran.
İstersen Arif olayım, hasretinden prangalar eskiten.
…………………….De karagözlüm, çözülmeyen sır
…………………….Ne olmalıyım sence
Selahattin Eyyubi’mi,
Haçlı ordularına karşı Tanrı Venüs heykeli gibi dikilen.
Binbaşı Ernesto’mu,
Bolivya’nın doruğunda ölüme gülen.
Ya da meçhul asker,
Romanların gülü, halkın kahramanı.
İstersen Mustafa Kemal olayım,
Ya istiklal ya ölüm diyen
………………………De pürüzlü haritam ne olmalıyım sence
Vicdana sitem eden Jan Jack Rousseau’mu
Aşkın budalası, sevdalı savaşçı Don Kişot’mu.
Ya da Hoca olayım,
Kötülerin baş belası, sevenlerin güldürü ustası.
İstersen Karagöz, Hacivat’la dalaşan
…………………………De ömrümün hazanı, ne olmalıyım sence
Bethoven’mi notalarda seni arayan.
Leonardo Divinci’mi hayalinle dünyayı süsleyen.
Ya da Sinan, mabetlere gönül bağlayan.
İstersen Süleyman olayım dünyanın sultanı.
…………………………..De heykelsiz mabedim, ne olmalıyım sence
Musa’mı asasıyla mucizeler yaratan.
Nemrut sürgünü, mağara çocuğu,
Ateşle konuşup yaradana sığınan İbrahim,
Ya da Yusuf, gönlünün deryalarında çile dolduran.
İstersen Eyyub olayım
Sabır taşını çatlatan.
……………………………..De bendeki boşluk, ne olmalıyım sence
Kant’mı olayım.
Ya da marks,
İstersen Hegel.
Hazreti Muhammed divanlarına durayım
Sırrını öğrenmek uğruna.
………………………..De gönlümün hakimi,
………………………..Sana erişmek için ne olmalıyım sence.
…………………………De be mayalı Mezopotamyam, ne olmalıyım sence